Sevgili okur, artık kendimi müzelik bir dinazor gibi hissediyorum. Bu sitedeki bilmem kaçıncı incelemem ve yine karşınıza bir yeniden yapımla çıkıyorum. Problem bende mi, yoksa sektörde mi çözemiyorum. Ben de istiyorum yeni bir fikri mülk, yeni bir marka incelemesi yapayım ama olmuyor… Bu sefer elimizde Mana serisinin üçüncü oyununun yeniden yapımı, yani Trials of Mana Remake var.
Japonya da bilinen adıyla “Seiken Densetsu 3.” Trials of Mana yakın zamanda yayınlanan Collection of Mana koleksiyonuna kadar batı dillerine resmi olarak hiç çevrilmedi ve SNES dışında oynanamıyordu (Çare emulasyon da olabilir tabi). Bu koleksiyona kadar oyunu Japonca dışında oynamanın tek yolu bir SNES sahibi olmak ve oyunun fan çevirisini oynatabilecek donanıma sahip olmaktı. Fakat Mana koleksiyonu ile bu durum değişti ve orijinal SNES oyunu bu paket ile resmi olarak batıda yayınlandı. Ve koleksiyonun üzerinden çok geçmeden de oyunun yeniden yapımı bizlerle buluştu.
Trials of Mana Remake, Mana serisinde yeniden yapılan 2. oyun. Bir kaç yıl önce de serinin belki de en popüler oyunu Secret Of Mana’nın yeniden yapımı bizlerle buluşmuştu fakat buluşmasak daha iyiydi. Ama Trials of Mana yeniden yapımında durum hiç de kötü değil içiniz rahat olsun. Gelin ufaktan başlayalım oyunu incelemeye.
Sprite’lardan 3D Modellere…
Oyun aynı Secret of Mana yeniden yapımında olduğu gibi sprite kullanımından vazgeçip tamamen 3D kullanıyor. Fakat Secret Of Mana’nın aksine oyunun yukarıdan bakan kamerasından da vazgeçerek 3. kişi açısından oynadığımız bir kamera kullanıyor. Orijinal’den uzak bir kamera açısı kullanılması belki oyunun fanlarını rahatsız edebilir ama kişisel görüşüm bunun iyi bir değişim olduğu yönünde. Bu sayede hem içinde bulunduğunuz dünyayı çok daha net görüp inceleyebiliyorsunuz, hem de savaşlar sırasında bu kamera size ciddi kolaylık sağlıyor. Oyunu oynarken keşke Secret of Mana yeniden yapımı da bu kamera sistemini kullansaydı diye geçirdim içimden çok kez.
Oyun artık 3D, fakat grafikler 2020’de piyasaya çıkan bir oyun için çok da iyi değil. Oyun çoğu zaman PS3 jenerasyonundan kaçmış bir JRPG gibi görünüyor. Bu kötü bir şey değil, grafikler göz kanatacak kadar kötü de değil (Secret Of Mana’da olduğu gibi) ama insan ister istemez grafiklerin üzerinde biraz daha uğraşılsaydı keşke diyor. Yine de oyunun stabil bir kare saniye ile çalışması ve grafiklerin bir şekilde göze hoş gelmesi bu sıkıntıyı minimal seviyede tutuyor.
Bir Miktar Hack and Slash Esansı…
Mana serisi geleneksel JRPG’lerin aksine sıra tabanlı bir sistem değil, gerçek zamanlı bir savaş sistemi kullanıyordu. Trials of Mana Remake bu gerçek zamanlı savaş sistemini bir üst seviyeye taşıyor. Hava saldırıları, kombolar, kaçış (dodge) mekanikleri falan derken oyun zaman zaman bir JRPG’den çok ARPG gibi davranıyor. Kullandığınız skiller ya da yaptığınız büyüler gerçek zamanlı akışı durdurmuyor, sadece kullanacağınız skill’i değiştirmek için kullandığınız radyal skill ekranı oyunun durmasına neden oluyor. Kalabalık savaş anlarında ortalık tam bir kaosa bağlayabiliyor. Fakat bu savaş anlarında kontrolün her an, her şekilde sizde olması ve kontrollerin isteklerinize anında tepki vermesi ile savaşlar gerçekten keyifli geçiyor.
Savaşları etkileyen bir unsur da yanınızdaki karakterler. Oyuna başlarken bir ana karakter, iki tane de destek karakteri seçiyorsunuz ve seçtiğiniz karakterlerin hepsinin kendilerine ait bir hikaye arkı mevcut. Hatta seçtiğiniz karakterlere göre oyunun sonu değişiyor, hatta son boss’lar bile farklılık gösteriyor. Bu da oyuna tekrar oynanabilirlik kazandırıyor.
Partisiz RPG Olmaz…
Seçtiğimiz karakterler standart RPG karakterleri, Duran ekibin savaşçısı, Angela ekibin büyücüsü ve Charlotte ekibin şifacısı gibi… Toplam altı adet seçilebilir karakter mevcut ve her tip oyuncu kendi stiline göre bir karakter bulabilir oyunda. Fakat karakter seçiminde şöyle bir sıkıntı var ki, oyunda Charlotte dışında bir şifacı yok… Ve ne yazık ki kendisi oyunun en irite edici karakteri. Yani ekibinize bir şifacı istiyorsanız, dünyanın en sinir bozucu karakterlerinden birine katlanmak zorundasınız. Eğer Charlotte’u çekemezseniz, sağlık iksirleri dışında bir şansınız yok.
Oyunun çeşitlilik açısından zengin olduğu yönlerden biri de sınıf sistemi. Belirttiğim gibi seçeceğiniz karakterler RPG standart sınıflarına sahip olsalar da ilerleyen seviyelerde sınıf değiştirebiliyorlar. Mesela Duran’ın başlangıç sınıfı Warrior iken, ilerleyen seviyelerde Knight, Gladiator gibi sınıflara geçiş yapabiliyor. Sınıflar karakterlerin skillerine etki ettiğinden her yeni sınıf karakter için farklı oynanış opsiyonları sunuyor. Bu sistemi Final Fantasy’lerin Job sistemi gibi düşünebilirsiniz.
Sağlam Kafa Sağlam AI’da Bulunur…
Partinize seçtiğiniz diğer karakterler siz onların kontrolünü almadığınız sürece yapay zeka tarafından kontrol ediliyorlar ve işlerini oldukça güzel yapıyorlar. Destek karakterleri geride duruyor, destek büyüleri ve uzaktan saldırılar ile size yardımcı oluyor. Tank karakterler sizin üzerinizden hasar almak için elinden geleni yapıyorlar. Charlotte ise sinir bozuyor… Tamam arada sizi iyileştiriyor ama daha çok sinir bozuyor. Yapay zekayı neler yapması gerektiği konusunda “Strategy” menüsü altından yönlendirebiliyorsunuz ve büyük çoğunlukla yapay zeka bu emirlere uyuyor . Bu da size partinin diğer elemanları ile çok fazla zaman kaybetmeden savaşlara odaklanma imkanı veriyor.
Oyunun savaş sisteminin asıl parladığı anlar ise boss’lar. Oyunun boss savaşları inanılmaz keyifli olmuş. Hem boss’ların tasarımlarının güzelliği, hem de boss dövüşlerinin mekanik olarak güzel tasarlanmış olmasından dolayı kendimi sürekli yeni boss dövüşlerini beklerken buldum.
Charlotte Hakkında Konuşmamız Lazım…
Gelelim oyunun beni üzen kısımlarına. İlk olarak seslendirmelerin kötülüğünden bahsedelim; oyunu oynayacaksanız size tavsiyem Japonca seslendirme ve seçeceğiniz dilin alt yazısı ile oynayın. Oyunun İngilizce seslendirmeleri tek kelimeyle kötü. Charlotte’tan bu kadar irite olmamın tek sebebi İngilizce seslendirmesi olabilir. Seslendirmenin bu kadar rahatsız etmesinin sebebi oyunun ses departmanında seslendirme dışında hiçbir sıkıntı olmaması. Müzikler chiptune orijinallerin modern orkestrasyonu ve inanılmazlar. Oyunu bitirdikten sonra bile açıp müzikleri tekrar tekrar dinleyebilirsiniz keyifle. Ama üstüne basarak söylüyorum, İngilizce seslendirmeden uzak durun!
Oynanış konusunda ise kişisel olarak eksi olmadığını düşündüğüm ama bazı insanları oyundan soğutacak bir durum var, o da grind… JRPG’ler grind üzerine kurulu ve Trials of Mana’da çok farklı değil. Bu yüzden kendinizi çok kez bir şeyler ile savaşırken bulacaksınız. Çoooooook kez. Eğer bu tip oyunlar siz de sinir yapıyorsa, ya da sıkılıyorsanız oyundan uzak durmak isteyebilirsiniz. Ama ben saatlerce aynı düşmanlarla aynı dövüşleri yaparım yeter ki seviye atlayayım diyorsanız sıkıntı yok, oyun tam size göre. Normal şartlarda grind’dan hoşlanmayan ben deniz, savaşların keyifli olmasından dolayı kendimi hiç grind yapıyormuş gibi hissetmedim.
Fakat oyunun en büyük eksisi Co-Op olmayışı. Trials of Mana SNES’de iki kişiye kadar Co-Op oynanabiliyordu ve muhteşem de keyifli bir deneyimdi. Hangi akla hizmet Co-Op opsiyomu oyundan çıkartıldı anlamak zor. Lokal Co-Op’un, yeni 3. şahıs kamerasından dolayı çıkartılması eh yine mantıklı gibi görünse de Online Co-Op’un olmayışı affedilecek bir hata değil. Üç kişi Online Co-Op ile oyun inanılmaz zevkli olabilirdi. Cidden büyük bir hata Co-Op eksikliği.
Mana Bitti…
Sonuç olarak Trials of Mana, orijinal oyuna oynanış ve hikaye yönünden oldukça sadık kalınarak yapılmış başarılı bir yeniden yapım. ARPG mekanikli JRPG seviyorsanız, oyunu düşünmeden edinebilirsiniz. Fakat bana sorarsanız eğer, bu oyunu almadan önce Collection of Mana’yı edinip oyunun orijinalini oynamak daha iyi bir fikir. Orijinal oyun 16 Bit döneminin en güzel RPG’lerinden biri ve oyunu orijinal formunda oynamak, yeniden yapımı oynamaktan çok daha keyifli bir deneyim bence. Ama orijinali oynadıysanız ve oyunun 2020 versiyonunu merak ediyorsanız eğer, Trials of Mana Remake sizi üzmeyecektir. Ayrıca son kararınızı vermeden oyunun bütün platformlarda bulunan demosuna da göz atabilirsiniz.